sabancı kurban
FAHRETTİN VARLI
Adana
DOLAR39.4388
EURO45.5387
ALTIN4343.9
İsmail GÖKTÜRK

İsmail GÖKTÜRK

Mail: [email protected]

Cennetin Çocukları Gibiydik

Çocukluk yıllarımızın efsunlu güzelliklerle bezenmiş asude şehri Adana kuzeyde yeni istasyonla birlikte son bulur ondan sonra daha da kuzeye doğru kanal köprü, telli dere, kurttepe ve yüzüncü yıla kadar uzanan bölge tamamen üzüm, incir bağları, erik, yeni dünya, badem ve salatalık bahçeleri ve karpuz bostanları ile firdevs cennetinin ravzaları gibi uzar giderdi.

Uzun, ince narin yapılı palmiye ağaçlarının ve yazlık bahçe sinemalarının süslediği sessiz, tertemiz bulvarlar, enva-i türlü çiçeklerle bezeli meşhur Atatürk Parkı, Orhan Veli'nin, şiirlerinde "yaylım" dediği fayton arabalar son model mercedesler den daha alâ ve sağlıklı, Adanalıyı bir mahalleden bir mahalleye taşırdı.

Kentin burjuva mahallelerinde özellikle Gazipaşa Bulvarının sağı ve solu, Vali Konağının karşısı, önü, arkası ve yanı, her gün kıran kıran maç yaptığımız Valinin Sahasının dört bir tarafı, Atatürk caddesi, Ziyapaşa Bulvarı ve Kurtuluş Mahallesin de zengin toprak ağası çifçilerin bir kaç dönümlük arsa içerisinde portakal, limon, greyfurt ağaçlarıyla dolu villaları, konakları olurdu. 

Mahalleli olarak gittiğimiz yazlık bahçe sinemaları vardı ki, kelimenin tam manasıyla ömre bedeldiler. Bir de kışlık sinemalar vardı, şimdi ki büyük postanenin yanında nezih bir sinema vardı kışlık alsaray sineması buraya usul, erkan bilen ekabir adamları alırlardı. Bizim gibi paçası bozuk yeni yetme bitirimlere yüz verilmez bu sinemaya almazlardı.

Orta Mektep ve lise yıllarımızda okuldan sonraki ilk adresimiz şimdi mezbelelik görünümündeki 5 ocak meydanının Türk Ticaret Bankasına bakan ara dar yoldaki Adana İl Halk Kütüphanesi idi. Daha o yaşlarda Kafka, Dostoyevski, Marx, Engels, Balzac, Tolstoy gibi yazarların dünya klasikleriyle birlikte pek çok yazar, düşünür ve felsefecinin eserlerini okur, şiirlerini ezberlerdik. 

Arkadaşlıklarımız candan, naif, masum ve kalbi idi. Sevgi, merhamet, paylaşma ve acıma hissi ile dolu özgece ruhlu insanlardık.

Daha orta mektep sıralarında iken aramızda, "Erdemliler Birliği" benzeri bir yapı kurmuştuk. Mahallenin yaşlılarının işlerini görür, çalışan mahalleli kızları iş bitiminde iş yerinden alır evlerine kadar refakat eder, tembel ilk mektep çocuklarına okuma, matematik ve dil bilgisi dersi verirdik. 

Sanki bu dünyalı değil gibiydik. Bir başka boyutun, bir başka iklimin, bir başka gezegenin, bir başka galaksinin veya bir başka gök adanın insanı ya da cennetin çocukları gibiydik.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME