iyzico-destek
Adana
DOLAR38.8404
EURO43.7706
ALTIN4001.0
Gül YILMAZ

Gül YILMAZ

Mail: [email protected]

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

Elimizin altında bir çok şeye ulaşabilirken değerini bilmeyiz. Ulaşabilmenin dayanılmaz hafifliğiyle. Yani bir varmış bir yokmuş.

Mesela sağlığımız. Hor kullanırız vücudumuzu, ona yatırım yapmayız. Spor yapmaya bahaneler buluruz ama sabah kadın programlarını izlemek için zaman yaratırız.

En ufacık sıkıntıda alkole, sigaraya vb. gibi bağımlılıklara sığınırız ama sonrasında neden böyle oldu, ya da "Allah rahmet eylesin" deriz.

"Keşke biraz daha zaman ayırsaydık birbirimize. Keşke daha fazla anı biriktirseydik. Keşke daha çok saçlarına dokunup gözlerinin içine bakabilseydim."deriz. Ama sadece demekle kalırız.

Kitap okumayız, üretmeyiz. Coğrafya kaderimizdir deriz. Sonrasında "neden ben bu kadar az maaş alıyorum,torpilim yok ki o iş yerine gireyim"deriz.

Ya da kadercilik oynarız; "benim kaderimde işsizlik ve liyakatsizlik varmış, neyse ben öbür dünyaya çalışayım bari" deriz. Sonrasında psikolojik ve ekonomik sorunlar başlar. Ekonomi kötüye gider. Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınır; çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyanlardan korkulur..

Allah insana iki tane yuvarlak organ vermiş ama hep aynı organı kullanırız ?

Ah güzel demokrasimiz! M. Kemal Atatürk ve dava arkadaşları bu ülkeyi kurtarmak için canı pahasına savaştılar. Bize ne güzel bir ülke bıraktılar. Hala onların bize bıraktığı mirasla ayaktayız.

Mesela bir çok ülkeden önce kadına seçme ve seçilme hakkı verilmiş. Sizce kıymetini biliyor muyuz. Başka ülkelerde "Atatürk" zorunlu ders olarak verilirken bizde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" denildiği için teğmenlerimiz meslekten ihraç ediliyor.

Ya da bir insana verilen değer. Çok sevdiğimizi düşünürüz, değer verdiğimizi. Sonra hor kullanmaya başlarız. Tıpkı eskimiş bir eşya gibi. Sadece işimize yarayacağı zaman hatırlarız. O ne hisseder, ne ister düşünmeyiz. Sonra bir bakmışız ki yok! Aslında vardı ama yok! Hayatta yok,yanında yok.

Tapum var dersin, ama yok. Diplomam var dersin; bir bakmışsın iptal edilmiş. "Ben bu insanla evliydim ama evli değilmişim"dersin.

Sonra kendini bu kadar olaydan sonra sorgulamaya başlarsın. "Ben ne yaşadım"diye
Yani kısacası bir varmış bir yokmuş!

Bir zamanlar Türkiye dünyada kendi başına yetebilen 7 ülkeden birisiydi. Hatırlıyorum o zamanları. Şimdi samanı bile ithal eder duruma geldik. 

Bir zamanlar kendi başına yetebilen hatta torunlarına bile maddi destek sağlayabilen emeklilerimiz vardı. Şimdi torunlarına bayram harçlığı veremediği için kaçan emekliler...

Ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında beyin ihracı varken şimdi beyin göçü...
Eskiden çocuklarımız geç saatlere kadar sokaklarda oynardı. Aklımıza kesinlikle kötü bir şey gelmezdi. Şimdi akrabamiza bile güvenip bırakamıyoruz. Neden acaba?
Yüzüklerin efendisi diye bir film vardı. Hatırlar mısınız bilmiyorum ama; en son serisinde bir bölüm vardı ve beni çok etkilemişti. Aynen şöyle söylüyordu; gün gelir insanlar cesaretini yitirebilir, dostlarına sırt çevirebilir ve kardeşlik bağlarını koparabilir. Ama o gün bugün değil. 

İnsanlık yada insanlar nereye gidiyor bilmiyorum ama çok çelişkiler var. Mesela kedi köpek için "Allah'ın sessiz kulları"diyoruz ama yaklaşan kurban Bayramı'nda kesilecek olan canlar için bunu söyleyemiyoruz. Neden acaba?

Her şeyde bir çelişki var değil mi?

Yani demem o ki; insanında, sağlığında, dostunda, hayatında zamanında değerini bilmek gerekir. Hiç bir şey sonsuz değil. Ölümün dışında hiç bir şey gerçek değil. 

Yapmamız gereken şey; anı yaşayıp, sevdiğimiz insanlarla, sevdiğimiz şeylere daha fazla zaman ayırmak. Hayatımızdaki değerlerin kıymetini bilmek ama kaybetmeden.

Afganistan'da bir zamanlar laik bir ülkeydi; peki şimdi?

Ha birde, hayattaki değerlerimiz için çabalayan, bizim için uğraşan, üreten insanların kıymetini bilmemiz gerekir. Dünya hala dönmeye ve umut vadetmeye devam ediyorsa bunun tek sebebi onlardır. Dünya demişken ne güzel koruyoruz değil mi? Kirleterek, ağaçları ve hayvanları yok ederek, sudan bahanelerle güç savaşları yaparak...

Yani demem o ki, bir varmış bir yokmuş olmadan, yani kaybetmeden değerlerimize sahip çıkalım. Hani derler ya" olmuşa ve ölmüşe çare yok" İşte bizim bu cümleden önce harekete geçip hiç olmazsa evet oldu ama biz elimizden geleni yaptık ya da mutlu son oldu diyebilmeliyiz.

Mesela teknolojinin kazandırdıkları olduğu gibi kaybettirdikleri de var.

Mesela biz çocukluğumuzda sokaklarda oynardık. Birbirimizle iletişim kurtardık. Ailelerimiz bizleri merak etmezdi. Çünkü o sokaklara guvenirlerdi. Şimdi nasıl peki?

Çocuklarımızın ellerinden telefon düşüyormu? Birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar mı, ya da aileler sokaklara güvenebiliyorlar mı?
Velhasıl hayat çok kısa. Bu hayatı demokratik, mutlu, sağlıklı ve kaliteli geçirmek elimizde. 

Yani demem o ki "BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ" demek ya da dememek tamamen elimizde...

Makale Yorumları

  • orçun06-05-2025 09:15

    Harika bir yazı, yüreğinize ve kaleminize sağlık ??

  • Yasemin Demir05-05-2025 20:32

    O kadar doğru ve isabetli yazılmışki okurken her cümlesine katıldım cesur kalemi kutluyorum

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
TEST-DENEME