İdeolojik kültüründen koparılan CHP feodal siyasetin göbeğine düştü. Düştüğü o göbekte hala çırpınıp duruyor.
Deniz Baykal sonrası yapılan kurultayda 1992 yılından beri var olan kanadı tasfiye oldu. Ancak ‘’CHP tarihi ve ideolojisi birikimine sahip’’ Önder Sav tasfiye edilen kanadın eksikliğini giderir düşüncesi varken, YCHP iddiasını taşıyanlar Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP’de kırılma yaratan süreci başlattılar. Önder Sav, Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve CHP iktidarını engelliyor iddialarıyla değiştirilen ama uygulanmaya konmayan tüzüğü, mahkeme kararıyla uygulama kararı çıkartılarak CHP’de çok önemli olan genel sekreterlik makamı kaldırıldı.
CHP’de genel sekreterleri PM seçer, en az genel başkan kadar örgüt üzerinde etkili olurdu. Kaldırılan genel sekreterlik süreci sonunda Önder Sav ekibi zamana yayılarak tasfiye edildi. Önder Sav’ın tasfiyesi sonrası CHP krizlerden ve beşik gibi sallanmaktan bir türlü kurtulamadı. CHP’de genel sekreterliğin kaldırılması yanlıştı. Önder Sav’ın tasfiyesi yanlıştı! Kemal Kılıçdaroğlu döneminde 5 olağan kurultayda genel başkan seçildi. 13 yılda 150 kişiye yakın MYK üyesi görev aldı. Kılıçdaroğlu dışında sürekli değişen MYK politika üretmekte, çözüm getirmekte ve partiyi yönetmekte yetersiz kaldı. Boşluk oluştu.
Boşluğu 2019 sonrası seçilen Büyükşehir belediye başkanları doldurdu. Kendilerini genel başkan ya da Örgütten sorumlu MYK üyesi yerine koyarak illerinde tek belirleyici oldular. Bu gerçeği Kılıçdaroğlu İl başkanları ve belediye başkanlarıyla yaptığı özel toplantıda dile getirdi. Belediye başkanlarının önünü tam açtı. Örgüt gücü ret edildi. Güç seçilen belediye başkanlarının oldu. O nedenle CHP örgüt gücü ve parti gücü bir yana atılarak; Recep Tayyip Erdoğan’ı bilmem kaç kez Ekrem İmamoğlu yendi söylemlerinin ardı arkası kesilmedi.
Sonuç: CHP genel başkanı ve CHP PM ve MYK karşısına yeni güç çıktı! CHP gücünü kendi gücü sanan seçilmiş belediye başkanları. İşte bu gelişme CHP dünyasında kriz ve hatalar dünyasının kapısını araladı. Günahkârlar tövbesiz yoluna devam etti. Çok hatalar oldu. CHP yerel önderleri şakın ve çaresiz bırakıldı. Bu sürecin içinde yer alan hiçbir kimse ama hiç kimse yapılan yanlışların karşısına çıkmadı. İradi tavır göstermedi. Aksine Kemal Kılıçdaroğlu’nu doğru politika yaptığına inandırdılar. Bu sürecin içinde kimler yoktu ki, bugün Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vuran herkes vardı.
Bir örnek vereyim: Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmasına adam gibi karşı çıkan kişi sadece Fikri Sağlar oldu. Oda disipline sevk edildi.
Dünün günahkâr güçlüleri bugün çıkarları zedelenince Kozan tabiriyle ‘’cin cücüğü gibi bağırıyorlar.’’ Bütün yanlışların ve olumsuzlukların suçunu Kemal Kılıçdaroğlu’na yıkıyorlar. Ekrem İmamoğlu demiş ya ‘’benim en büyük suç ortağım Kemal Kılıçdaroğlu’’. Kılıçdaroğlu’nun 13 yıllık genel başkanlığı döneminde ki tüm yanlış ve hatalı politikaların sorumluları ve ortağı CHP’ni bugün orta yerde tartıştıranlardır!
Maalesef geçmişte olduğu gibi CHP’ni korumaya çalışanlar halka gerçekleri, bugünde anlatarak, yazarak partinin yükünü çeken militanlarıdır.
Günahkâr güçlüler hala tekkelerini kurtarma çabasında. Doğru olan CHP’nin orta yerde tartışılmasını istememek ve CHP kimliğini korumaktır. Yanlış olan CHP üzerine felaketi çekenlerin arsızca çığırtkanlık yapmasıdır.
Türkiye siyasetini dizayn etmek isteyen güçler var. Kemal Kılıçdaroğlu döneminde istedikleri birçok şeyi elde ettiler. Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adamlığı üzerine oturan devlet yönetimi, BOP gereği Arap Baharı sürecinde kullanıldı. Orta doğu param parça edildi. Alt yapılar oluştu. Doğu Akdeniz kontrol altına çekildi. İstediklerini almışlardı.
Recep Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu dönemi sona erme zamanı gelmişti.
Fırsat gerekiyordu. Önce kahraman sonra suçlu ilan edilmeliydi. 14 Mayıs milletvekili seçim sonuçları ve 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçim sonucu o fırsatı doğurdu. Recep Tayyip Erdoğan ve AKP tartışılan ve bilinçli varyasyonlarla seçim kazandırıldı. %48,7 gibi yüzdeyle ve ayak oyunlarının tavan yaptığı oyunlarla Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ne seçim kaybettirildi. Her ikisi artık siyaset dışına itilebilirdi! 29 Mayıs 2023 sabahı 28 Mayıs 2023 gecesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu kahraman ve vatan kurtarıcı ilan eden üç muhalif televizyon ve yorumcuları yerle bir etmeye başladı. Ekrem İmamoğlu 29 Mayıs sabahı değişim gerekli açıklaması yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu dört ay dayanabildi.
4-5 Kasım 2023 tarihinde Kurultay yaptırıldı. Delege iradesi sakatlanarak Özgür Özel genel başkan seçtirildi.
İkinci adım AKP ve Tayyip Erdoğan’ın seçim kaybetmesiydi. 4 ay sonra yapılacak seçim uygun olacaktı. Ekonomi iyice daraltıldı. Türkiye halkı neredeyse canından bezdirildi. CHP’de sadece genel başkan değişti. Başka hiçbir şey değişmedi. % 37 oy alarak yerel seçimlerin birinci partisi oldu. Recep Tayyip Erdoğan’ın böylece gidiş bileti kesildi. Her şey buraya kadar önceden öngörülen biçimde devam etti. Ama 1 Nisan 2024 sabahı süreç bıçak sırtıyla kesildi! Özgür Özel ‘’erken seçim talebimiz yok’’ diyerek AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a nefes aldırdı. Arkasından ‘’normalleşme’’ başladı. Özgür Özel saraya çıkarak Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. Başta CHP dünyası olmak üzere Türkiye şaşkındı.
İşin aslı sonra çıktı!
Özellikle ABD’nin kurduğu oyuna, İngiltere çomak soktu. İngiltere dünya lideri olmak istiyor. ABD’nin 1945 sonrası elde ettiği statüyü ‘’güneş batmayan imparatorluk’’ kimliğiyle kendine istiyordu. Bunun için Anadolu’ya yani Türkiye devletine ihtiyacı var. Türkiye’de ABD dışında oyun kurdu. Oyunun özü Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanlığın da CHP desteği olan hükümet kurulması. Anlaşmalar sağlandı ve düğmeye basıldı.
Özgür Özel fikir değiştirdi. Erken seçim istedi.
Ekrem İmamoğlu en yakın dostlarımın mal varlığına el konuyor diyerek Cumhurbaşkanı adaylığını açıkladı.
Özgür Özel seçim tarihi netleşmeden parti içi adaylık süreci başlattı. Açık desteğini Ekrem İmamoğlu’na verdi. Ekrem İmamoğlu seçim varmış gibi gezilere başladı. Muhalif basın her gün Ekrem İmamoğlu’nu manşete taşıdı.
Diğer aday olmayı düşünenler yok sayıldı.
Türkiye ansızın halkın gündemi dışında farklı gündemle karşı karşıya kaldı. ABD bunun üzerine kendi hamlesini başlattı.
Hamlenin özü İmamoğlu’nun siyaset dışına itilmesi, CHP’nin kaos ve kriz içine çekilmesi.
Bunlar için alt yapı vardı. İstanbul baş savcılığında değişim oldu. Düğmeye basıldı. Önce tepki ölçüldü. Esenyurt belediye başkanı görevden alındı. Ciddi tepki olmadığı görülünce kurulan oyuna devam edildi.
İmamoğlu’nun diploması iptal ettirildi. Sonra İBB soruşturması başlatıldı. Yüzlerce bürokrat, iş adamı ve İmamoğlu tutuklandı. İlçe belediye başkanları önce göz altına alındı sonra tutuklandı.
Bir süre baş gündem İBB ve tutuklanmalarla birlikte itirafçıların ifadeleri oldu.
İBB gündemi İnişe başlayınca ikinci gündemi öne çıkardılar. CHP kurultayını baş gündem yaptılar. Ekrem İmamoğlu’nu siyaset dışına itilmiş, şimdi CHP yönetimini istediği kıvama getirme dönemi başlatıldı. Özgür Özel ABD isteğini ya kabul edecek ya da tasfiye edilecek.
ABD bir kez daha kontrolü eline aldı. ‘’Terörsüz Türkiye’’ ile elini güçlendirdi. CHP’ni istediği kıvama getirdiğinde her şey istediği biçimde devam edecek!
ABD AKP adayının Hakan Fidan, CHP adayının Mansur Yavaş olmasını istiyor.
Kısaca Eski ipek yolunun kalbi Anadolu devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi politikasının destekçisi olmasını sağlamış oluyor.
Her iki adayda ABD’ne merhaba diyor!
Yanlış olan Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetecek olan hükümet başkanını emperyalist devletlerin belirlemesi.
Doğru olan Türk siyasetinin emperyalistlere teslim olmadan, devleti yönetecek başkanı yurtsever olarak kendinin belirlemesi. (Devam edecek)





































Facebook Yorum
Yorum Yazın